DEPREM STRESİ
Yerküre arka arkaya gelen depremlerle sarsılıyor. Ülkemiz de acı bir şekilde nasibini alıyor bu sarsıntılardan. Medya her "uzman"ın sözlerini en doğru bilgiyi bulmuş gibi aktarıyor. Konuyu yakından izlerseniz, çelişkili yorumlar arasında gerçeğin ne olduğunu anlayamaz, bocalar durursunuz.
Deprem bir gerçek. Ülkemiz de deprem bölgesinde yer alıyor, bu da gerçek. Ancak deprem ihtimali felaket tellallığına dönüşür ve günlerimizi, gecelerimizi deprem korkusu kuşatırsa, önce yaşam sevincimizi, ardından da sağlığımızı kaybedip, depremden önce yaşama veda etmemiz olası.
Evinizin bulunduğu bölgenin altyapısının sağlam olduğundan ve evinizin yapısının da sağlam olduğundan emin olup, gerekli güvenlik önlemlerinizi aldıktan sonra birlikte bazı çalışmalar yapalım.
Öncelikle televizyondaki, gazetelerdeki ve aktüel dergilerdeki deprem haberlerini boykot edin. Konuya çok ilgi duyuyorsanız bilimsel bir dergiden bilgi edinmeyi tercih edin. Basındaki haberlerin hepsini izlemek moralinizi bozup kafanızı karıştırmaktan başka bir yarar sağlamaz.
Neler yapabiliriz?
1. Zihninizin, olayları etkileyecek kadar güçlü olduğunu unutmayın. Sürekli deprem senaryoları yazarsanız zihninizde, kötü olaylara davetiye göndermiş olursunuz. Kaderci olun, demiyorum. Olmamış üzücü olayları olacakmış gibi hayal etmeyin. Evrende enerji ve titreşimlerin varlığını artık bilim de kabul ediyor. Sizin göndereceğiniz olumsuz titreşimler aynı olumsuzlukla size dönecektir. Onun için de düşüncelerinizin yıkıcı değil yapıcı olmasına dikkat edin.
2. Elinize bir deste dosya kağıdı alın. Tek tarafları yazılı, müsvedde kağıtlar olabilir. Bir adet de kalın uçlu siyah keçeli kalem alın. Kağıdın boş yüzüne kocaman "deprem korkum" yazın. Bunu kendi korkunuzun şekline göre, "depremde enkaz altında kalma korkum", "depremde ölme korkum", "depremde, yıkıntılar arasında çocuklarıma ulaşamama korkum" gibi duygularınızı yansıtan bir tümce ile yazabilirsiniz. Birden fazla korkunuz varsa, sizin için en önemli olanla, ya da en genel olanla başlayın. Yazdığınız tümceyi elinizdeki kara kalemle iyice karalayın. Sadece yazının üstünü değil tüm kağıdın üstünü, korkunuzu yok ettiğinizi düşünerek karalayın. Karalarken yaptığınız işe tüm dikkatinizi verin. Sağ elle karalayın, sol elle karalayın. Aynı tümceyi bir başka kağıda yazın, onu da karalayın. Böylece içinizdeki korku azalana ve sonra yok olana kadar devam edin. Kağıtları saklamayın, yakın ve küllerini tuvalete döküp üstüne sifonu çekin. Bu çalışma birçok gün tekrarlanmayı gerektirebilir. İlk seçtiğiniz tümce ile çalışmanız bitince, sizin için ikinci önceliği olan duyguyu ifade edebilen bir tümce seçin ve bu olumsuz duyguyu zihninizden temizleyene kadar kağıtlara yazıp karalamayı sürdürün.
3. Hergün kasma - gevşetme ve soluk çalışmalarını yapın. Derin ve doğru soluk alarak kanınıza, beyninize daha çok oksijen gönderirseniz, daha sağlıklı düşünmeniz, duygularınızı kontrol etmeniz kolaylaşır. Sırtüstü yatarak, oturarak, ya da ayakta, olanak varsa temiz havada, bol bol soluk alın.
4. Ellerinizi birbirine sürtüp ısıtın ve sıcak avuç içlerini böbreklerinizin üstüne koyup, sıcaklığın böbreklerinize geçtiğini hissedin. . Böbrek üstü bezleri adrenalin salgılayarak cesareti artırır, kortikoid salgılayarak hastalıklara karşı koymayı sağlar. Böbrekleri ısıtmak korku duygusunu hafifletecektir.
5. Gevşeme çalışmasını yaşamınıza katın. Her gün uygulayın. Gevşemenin yararlarını birkaç seanstan sonra göreceksiniz. Olaylara ne kadar soğukkanlı bakıyor olduğunuzu saptamak sizi belki de şaşırtacak.